Çarşamba, Eylül 20, 2006

Kimlere emanetiz biz!

Bilişim teknolojileri üstüne, samimi arkadaşlarımla olduğum zamanlar hariç, pek konuşmak istemem. Böylece sık şekilde başımı ağrıtacak teknik destek taleplerine boyun eğmek zorunda kalma olasılığım azalıyor. Bir de uzman olmadığımı ve olmayacağımı eklersek, uzaktan ahkam kesen dış kapının en dış mandalı gibi sırıtmak hoş değil tabi.

Ama bazen uyanık olduğuma bile inanmakta güçlük çekeceğim kadar olmadık durumlarla karşılaşıyorum. Ülkemin önemli üniversitelerinden birinde öğrenci olan ve bilişim üstüne lisans eğitiminin ilk yarısını henüz bitirmiş benden çok akıllı olduğuna (eskiden) emin olduğum bir lise arkadaşım olmadık bir konuyu savunmaya başlıyor.

Yazılım geliştirme işine eğlenceli bir hobi olmanın ötesinde eğilmemiş biri olarak bu saçmalığı nazik bir üslupla halletmenin yollarını aramak için elimden geleni yapıyorum ama tabi nafile. Hem haddime değil o ayrı.

Beni çıldırtan arkadaşın sohbetimiz sırasında ortaya attığı konu başlıkları:

  • Eğer bir yazılımının kodlarına ulaşabiliyorsanız güvensizdir.
  • Bir web uygulaması PHP ile yazılmışsa kolayca ele geçirilebilir çünkü sayfanın kaynağını görüntüleyerek PHP kodlarına ulaşabilirsiniz. Ama bu ASP.NET ile mümkün değil çünkü kod *derleniyor. Hatta eğer makine dili biliyorsanız ve çok uğraşırsanız onu da çözersiniz. Zaten crack işi böyle yapılır başka yol mu var?
  • Doğası itibariyle açık kaynak bir şifreleme algoritması yada geri dönüşsüz harman fonksiyonu mümkün olamaz. (Not: Zamanında çözemediğim integral sorularını bu arkadaşa sormuşluğum vardır!)
*derleniyor: Bu "derleme" işine sohbet sırasında eğilmek zorunda kaldım. Zira arkadaş derlemek ile "yorumlama" sözcüklerini karıştırıyordu. Düzeltmem üstüne C gibi dillerin derlendiği Python gibi dillerin ise yorumlandığı konusunda hemfikir olduk.

Artık yok efendim niye telekom altyapımız böyle, yada niye e-devlet=M$-devlet diye sızlanmayacağım. Buna da şükredeceğim ve bu arada buraya tıklamanızı tavsiye edeceğim.

Hiç yorum yok: